TOPLUMSAL VARLIKLARI İÇİN,BİREYSEL VARLIKLARINDAN FERAGET EDİYORLAR

TOPLUMSAL VARLIKLARI İÇİN,BİREYSEL VARLIKLARINDAN FERAGET EDİYORLAR

ibrahim yaylalı

80 lerden sonra diyarbakır zindanı için net söylenebilecek bir tutum;toplumsal varlıkları için,bireysel varlıklarından feraget etmek.Laf olsun diye söylenmiş bir söz olmadığını yaşamlarını feda ederek gösterdiler.
..
Diyarbakır zindanı her türlü iğrençliğin yaşama sokulduğu bir yerdi.Tüm bu iğrenç işkenceler,tutsak alınmış insanların uğruna her şeyi kabul ettikleri değerlerini yadsımayı amaçlıyordu.

Hala bugün diyarbakır zindanında madur edilmişlerin kesin rakamı bilinmez. haklı sohreti ile dünyada en kötü on hapishane arasına girmiştir. Fakat bedelleri bir o kadar ağır olmasına rağmen, diyarbakır zindanı binbir bedelle bir direniş geleneği ortaya çıkarmış ve bu güne taşırmıştır.
..
Bu geleneğin ne olduğunu bilmeyenler,üç kuruş çıkar için her şeyi peşkeş çekenler,bugün de inkar üzerinden kendilerini yadsımaları için tüm çirkin yöntemlerle yine zindanlardan saldırıya geçmiş vaziyetteler.
..
Ben bu yazıyı ele aldığım gün saldırılara karşı açlık grevlerinin 63. günüydü.Diyarbakır zindanında topyekün saldırının tek amacı direnişin en yoğunlaşmış yerinde ihaneti ortaya çıkarmak amacını güdüyordu
..
Kolay bir kavga değildi,yer yer yenilgilerde yaşandı,fakat genel saldırıyı püskürtecek,irade yine aynı işkence tezgahlarına yatırılmış direnişciler tarafından çıkarıldı.Ya direnecek ve saldırıyı püskürteceklerdi.Yada yenilgiyi kabullenip toplumsal ve bireysel çürümeye razı olacaklardı.Çürümeye razı olamazlardı hemde bedeli ne olursa olsun bu yapılmalıydı.
..
12 Eylül’de dışarısı bir çok anlamıyla adeta bir kale gibi düşürülmüştü.Bu direnişin bir anlamıda aslında bu düşürülmüşlüğe ve örgütsüzlüğe karşı tekrar yeni mevziiler kazandırmak, yenilgiyi tersine çevirmekti.Şiarları inkara karşı yaşam,yenilgiye karşı zaferdi.Her şeyi tersine çevirmeyi başardılar,ve bayrağı bügün yine direnişin en yoğunlaşmış mevzisine teslim ettiler.
..
Bugün yine dünün benzeri saldırılar rengi,ve el değiştirmişliği dışında aynı yol ve yöntemlerle tüm ülke ve coğrafyada saldırılarına hız kesmeden devam ediyor.
..
Kürt halkı ve iradesine saldırıdan tutun,işçi sınıfına saldırılara, doğasından- öğrenci hareketlerine kadar top yekün bir saldırıyı ve bunu yaparkende ilk önce 12 Eylül’cüler gibi en fazla fedakarlık,en fazla direnişin yoğunlaşarak kendini ifade ettiği yerlerin sesini boğmaya ve o direnişin ana kaynağını yok etmeye çalışıyorlar.
..
12 Eylül sonrası neoliberal politikalara hız verildi.İşçi sınıfı mücadelesi ve kamu emekçilerinin mücadelesinin önünü kesmek,sendikasızlığı yaygınlaştırmak,bunla bağlantılı olarak esnek üretim ilişkisini sınırsızca hayata geçirmek için ellerinden geleni ardlarına koymadılar.Bugün emekçilerin örgütlülüğüne baktığınızda neredeyse dibe vurulduğunu görüyoruz.Buna karşı politika gerçekleştirecek ve saldırıları püskürtecek iradi aktor’de ortaya çıkmamıştır.Bu 12 eylül ve sonrası egemenlik sisteminin başarısıdır.
..
Fakat hala dikensiz bir gül bahçesi rüyalarını tehtid eden ve bu rüyayı boşa çıkaran derli toplu muhalefet odağı olan biricik iradi aktor kürt hareketi,ve onun yürüyüşü kalmıştır.
..
Bir kere daha toplumsal varlıkları uğruna,bireysel varlıklarından vazgeçerek büyük bir direniş başlatılmıştır.Bu direniş Kapitalizmin tüm neo politikalarına karşı,ya var olma ya yok olma ikileminde bügün devam etmektedir.

Dün yani 12 eylül’cülerin tüm saldırıları nasıl boşa çıkartıldıysa, bugun gerçekleşen bu saldırıda boşa çıkarmak için önce zindanlar yine ses verdi.Sonra dışarıdaki zindana ve orada yaşayanlara sıra geldi.
..
Bir çoğumuz uygulanan ‘neo politika’lar sonrasında ‘amanbende mi’ci oluverip çıktık,bir şeyler kapımıza gelinceye kadar ses çıkarmayıp adeta kurbanlık koyun gibi celladımızın en son bizi seçmesi için dua eder duruma geldik.

Hani kızılderili sefi diyor ya, “son nehir kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde, son balık tutulduğunda, beyaz adam paranın yenmeyecek birşey olduğunu anlayacak.” bu söz bizim trajik durumumuzu gösteriyor,beyaz adama şimdilik bir şey olmayacak,fakat bizim son nehirimizi,son ağacımızı,son balığımızı elimizden çekip almaya çalışıyorlar ve bu direniş buna kocaman hayır diyor,hemde bireysel yaşamlarına malolmasına rağmen hiç düşünmeden küçük çıkarları, buna kocaman hayır diyor

Başka ne için mi bu direniş;karadenizde heslerin olmaması için,kadınların ikinci sınıf insan olmaması için,ya da beyoğlunda bir ara sokakta bir lgbt nin katledilmemesi için,fabrikada işçinin,köyünde köylünün aşağılanmaması için,güpe gündüz öğrencilerin sokak ortasında vurulmaması için,kazan ,robaski, beyazıt,halepçe,gazi,maraş,çorum,6-7 eylül,karadenizde pogrom,ermeni soykırımlarının bir daha tekrarlanmaması için…

yani küçük adamların yaşamlarının devamı için,bu açlık grevleri senin geleceğin için,Zindanlar tüm fedakarlığıyla senin geleceğine sahip çıkmak için ölümlere yattı,peki ya sen geleceksizliğine seyirci mi kalacaksın

son nehir,son balık son ağaç sensin,saldırılara sesiz kalma kardeşim, geleceğine sahip çık

Yorum bırakın