TSK iç hizmet yasa tasarısı değerlendirmesi

üreci nasıl provokasyon edebilirimin başkaca söyleme şekli

İbrahim Yaylalı
TSK iç hizmet kanun tasarısını komisyonda MHP si CHP si AKP si bir oldu ve kabul etti

TSK iç hizmet kanun tasarısını okuyalım 1…

Askeri veya özel güvenlik bölgesi

“Terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlar nedeniyle, meskun mahal dışında, can ve mal güvenliğinin korunması bakımından girilmesinde sakınca bulunan yerlerde operasyonun devam ettiği süreyle sınırlı olmak üzere; Genelkurmay Başkanlığı veya İçişleri Bakanlığı’nın göstereceği lüzum üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla askeri veya özel güvenlik bölgesi ilan edilebilecek. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde vali kararıyla 15 güne kadar özel güvenlik bölgesi ilan edilebilecek.”

Asker ve vali istediğinde OHAL a başvuracak, düşünün bu uygulama kimler için uygulanacak…

Bunun en yakın örneği bizim katliamın 500.günü dolayısıyla katliam bölgesine gitmemizi asker böylesi bir gerekçeye dayanarak yapmak istedi.Biz tepki göstererek dün burada olmayan bu bölgenin bugun burada kurulması doğru değildir deyip,suni oluşturulmuş bölgeyi tanımadığımızı söyleyip katliam bölgesine gittik,şimdi acilen bu yasanın çıkması,yapacakları bir çok provokasyonu önleyemeyelim diye olduğu açıkca gözüküyor

Kalekollara karşı provokasyonları önlemek için bölge halkı harekete geçtiğinde, seyyar o hal devreye girecek.. ( bilişim çağındayız o kadar da değil en azından seyyar oldu OHAL)

Bu günlerde kalekol inşaatlarına karşı sivil itiatsizlik yapan kimlerse onlar için hazırlanmıştır..(AKP MHP CHP neyi çıkardıklarını bilmezler mi)

Asker provokasyon için operasyon yaptığında,Kürt halkı bunu önlemek için hareket ettiğinde bu uygulama devreye girecek…..

Sözde darbeleri kanun yapar denilerek bir düzenleme gelmiş ki komedi…

Meşhur tsk iç tüzük 35. Madde

Halkın bilincini yanıtmanın başkaca yolu

Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi de değiştiriliyor. “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır” ifadesi, “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurtdışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır” olarak tanımlanıyor.

Yukarıda yazılanlara baktığınızda bir dönem kapanmış gibidir.Basit düşündüğünde böylesi bir hazırlığın ardından demokrasinin daha fazla görünmesi gerekiyordu.Mesele bir halkın üzerinden baskı rejimini kaldırmak değil,baskı aracının olsa olsa devridir bugun gerçekleşen,yoksa halkın üzerindeki hegomanyalarından asla vazgeçmiyorlar

Ordu başkaca bir gücün hem sopası hemde bileşenini ifade ediyordu..Bu güç bugün en azından gücünün geriletildiği gözüküyor

Peki siz halkı koruma adına bunu bu şekilde değiştirdiniz,biz halkı sizden nasıl kurtaracağız,bu duruma ne diyorsunuz.bunun bir yasal düzenlemesi var mı..

Yeni hegomonik güçün icraatları..

Roboski,Paris katliamı,Gezi Lice ve arada atladığım daha nice katliamlar sizin hükümetininz döneminde acımasızca gerçekleşti.Siz katliamları gerçekleştirdiniz.medya ve diğer tüm bileşenleriniz ikinci katliamı da yapmaktan geri durmadılar.Yani katliamları kararttılar değil mi.
Daha bir çok şeyde asker provokasyonunun önünü açan bir ittifak söz konusu, yine yeni şer kanununu birlikte olur verdiler. Bunun bizim baktığımız yerden başkaca açıklaması bulunmamaktadır.

Bunu hazırlayan kim tabii ki hükümet, provokasyonun da nereden geldiği gözüküyor değil mi..

Şüreç pek AKP ye uymadı, AKP ve bileşenleri ne düşündüyse bu süreçte onları görmediği açıktır.

TSK iç hizmet kanun tasarısını okuyalım 2

Bir savaş düzenlemesi daha…

PKK’ye esir düşen askerler üzerine

Bu dolaylı olarak Kürt hareketini tanımak anlamına gelir mi ? yoksa…
‘Esir düşen, görevi sırasında harp gaibi olan veya enterne edilenlerle terörle mücadele görevi sırasında veya bu görevlerinden dolayı alıkonulan ya da kaybolan sözleşmeli erbaş ve erlerin özlük hakları, ailelerine ödenmeye devam edilecek. ‘

Hatırlanacağı gibi esir düşen bir polis’in ailesi televizyona çıkıp feryat etmişti.Esir polis ailesi çocuklarının PKK ye esir düşmesinden sonra devletin kendilerini hiç aramadığını hatta esir düşen polis memurunun maaşının da kesildiğini aktarmışlardı.Bunun üzerine tepkiler gelmişti.

Bu zamana kadar esir düşen devlet personelenin hakları donduruluyordu.Gelen tepkiler sonucu bu düzenlemeyi devlet yapmak zorunda kaldı.

Bilindiği gibi devletin resmi politikaları gereği, bu zamana kadar alınan esirler üzerine herhangi bir düzenlme yapılmamıştı.Hatta hatta verdiği esirleri kurtarmak için dahi en ufak girişimde bulunmamış,bu anlamda girişimleri olanları mahkeme yoluyla cezandırmaya gitmiştir.

Bu çok küçük de olsa karşı tarafı tanıma anlamı da ifade eder, bu düzenlemelerin arkası mutlaka takipe alınması gerekir.Aşağıda ele alacağımız tasarı maddesine baktığımızda ise bir an da her şey bu yasa tasarısıyla tersine dönüyor.Bu yasa tasarısını hazırlayanların sol gösterip nasıl sağ dan vurduklarını da görüyoruz
ESİR DÜŞENİN DURUMUNU BELİRLEME YA DA GÖZDAĞI

“Terörle mücadele görevi sırasında veya bu görevinden dolayı alı konulan veya kaybolan, daha sonra birliğine dönen er ve erbaşların durumları, mensup oldukları kuvvet komutanlıklarınca oluşturulacak kurul tarafından incelenecek. Kaçırılma veya kaybolmayla ilgili kusurlu görülenler hakkında soruşturma dosyası düzenlenerek, yetkili makamlara intikal ettirilecek. Kurul tarafından kusursuz görülenler ile haklarında kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararı verilenlerin birliklerinden ayrı geçirdiği süreler, hizmetten sayılacak ve ödenmemiş özlük hakları ödenecek.”

Yukarıda anlatıldığı kadarıyla,esir düşenin durumunu belirleyecek olan kurulun birliğince oluşturulması ne kadar doğrudur. Bu mana da bir kurulun nasıl sağlıklı işlemesi bekleniyor.
Asker de esir düşme olayına bırakın sıcak savaşı yürütenlere,askeri savcılık ve mahkeme bile hukuki değil oluşturulan militarizst önyargı ile yaklaşmaktadır. Bunu görmek için sadece dağlıca mahkeme sürecine bakmak yeterlidir.

Asker ya da polis açıkça tehtid ediliyor bu yasa ile esir düşmek ile ölüm arasında seçim yapacaksan sopam elimde ona göre tercih yap deniliyor

Bu yasa tasarısı tamamen yürütmenin kafa yapısı ne ise ona göre işleyecek bir madde olarak önümüze çıkmaktadır.Bu taslak maddesi barış sürecine göre hazırlamnmamış olup tamamen savaş sürecine göre hazırlanmıştır.

Bir bütün olarak değerlendirdiğimizde bu tasarıyı,maalesef barış sürecinin dilini bırakın, uygulamaya konduğunda,taslek maddeleri nelere eleştirl çıkmışsa ondan daha beter bir durumu ifade etmektedir
İsteklerinde samimi hareket etmeyenlerin barış’ın arkasından dolanıp insanları nasıl kandırabilirim bu taslak yasa maddeleri iyi göstermektedir..

Bu yasa tasarısı hükümetin süreçte ne kadar samimi olduğunu da göstermesi açısından önem arzediyor,maalesef her tarafta provokasyon yaratan hükümet burada da aynı yolu izlediğini görüyoruz

Yorum bırakın