Siirtte bir ilk, vicdani ret paneli

Siirtte bir ilk, vicdani ret paneli

Siirt’te bügün bir ilk yaşandı.İnsan halkarı derneği vicdani ret komisyonu dünya vicdani ret haftası çerçevesinde bir panel düzenlendi. Panel’in yöneticiliğini İHD MYK üyesi olan Zana Aksu idare etti.Panelistler olarak vicdani retçi Halil Savda ve Eski esir asker İbrahim Yaylalı katıldı.

siirt panel

Zana Aksu vicdani ret tavrının önemi ve gerekliliği üzerine kısa bir konuşma yaptı.Kürdistan da bu tavrın geliştirilmesi gerekliliğinin vurgusunu yapan Aksu ,ilk konuşmacı olan vicdani retçi Halil savda’ya sözü verdi.

Halil Savda öncelikle Türkiye vicdani ret hareketin tarihini anlatarak konuşmasına başladı.Türkiye’de Vicdani ret’in üniversite öğrencileri olan Vedat Zincir ve Tayfun Gönül olduğunu vurguladı.İlk vicdani retçilerden günümüze kadar gelinen gelişmeler değinen Savda,evrensel ölçekte vicdani ret’tin gelişimini ve günümüze kadar evrimini anlattı.

Ayrıca Savda Vicdani ret’in geçmişten günümüze toplumsallaarak geldiğini anlattı.Türkiye’nin vicdani ret için hala elle tutulacak herhangi bir adım atmadığını söyleyen Savda,AİHM vicdani retçiler lehine verdiği kararlar yüzünden vicdani retçilere uyguladığı yöntemi değiştirmek zorunda kaldığını anlattı.Yeni yöntem olarak vicdani retçileri görmeme yönünde tavır geliştirmeye başladığını aktaran Savda,Türkiye’nin genel mantığının vicdani retçileri kabul etmeme yönünde olduğunu,başından itibaren tüm retçilere çürük raporları verildiğini,bunun da amacının vicdani retti yok saymasından dolayı olduğunu söyledi.

Kürdistan’da da vicdani ret yaklaşımına vurgu yapan Savda,”Bizim en temel uğraşımız savaşın insan kaynağını kurutmaktır.Silahı tuttan el olmasa savaşta olmaz,ne dağdaki kardeşim,ne de askerin ölmesini istiyorum.Ne öldürmek ,ne de ölmek istiyorum” diyen savcı konuşmasını tamamladı.

Halil savda’nın ardından Aksu sözü İbrahim yaylalı’ya verdi.İbrahim yaylalı 90 lı yıllarda yaşanan Kürdistan da ki savaşa kısa değindi.O dönemde yaşanan savaşta ki sorunlara değinen ibrahim Yaylalı,Köy boşaltmaları,zorunlu göç,mayınlar sorununa,doğa tahribatına ve katliamlara vurgu yaptı.

Yaylalı savaş sürecinin tek kaybedeni kürt halkı ya da diğer katliamlara maruz kalan halklar olmadığını,aynı zaman da Türk halkının da aynı zamanda saldırıya maruz kaldığını aktardı.” Türk halkı iradesizleştirilmiştir,tüm duyguları ile oynanmıştır.yüzyıllık süreçte insanlığından çıkarılmıştır.”Bu halk barışı istemezse barış olmaz,birlikte yaşam isteniyorsa mutlaka Türkiye halkı ikna edilmelidir.””Akil insanlar ve diğer kurumların içi mutlaka doldurulmalıdır,bu halleriyle bu komisyonların göstermeliktir. Mutlaka bu komisyonların doğru şekilde içeriğinin doldurulması gerekir. “dedi

Hükümetin mutlaka yapmaksı gerekenler üzerinede değerlendirme yapan yaylalı, var olan hükümetin de üç dönem savaş diliyle hareket ettiğini,hatta dönem dönem aynı dili kullandığını söyleyen Yaylalı “Bu hükümet mutlaka Türk halkından özür dilemelidir,yüz senedir kendi çıkarlarımız için sizin ve diğer halkların kanını döktük,sizi süğrekli olmadığınız bir duygu ile kandırıp düşmanlığı esas aldık” diyeceksiniz diyen Yaylalı, toplumsal olarak türk halkının travma yaşadığını da aktardı.Bunun için acilen çalışmalar yapılması gerektiğini ve tüm ırkçı ve savaşı besleyen kurumların rehabilite edilerek kapanması gerektiğini de vurguladı.Özellikle bu gazi ve şehit dernekleri gibi derneklerin mutlaka kapanması gerektiğini vurguladı.

Konuşmasına Kürdistan a barışın nasıl gelebileceği ve kürdistanda barışın yerelleştirilmesi olarak aktardığı orada ki çalışmalarına değinen yaylalı,orada ki katliamı yaşayan halk ile birlikte çalışmalarını aktaran,katliam sonrası özgüvenini kaybeden halkın,mücadele ederek tekrar bunu nasıl kazandığını aktardı.Roboski de katliama karşı travma çalışmalarından tutun da ,katledilen doğa üzerine çalışmalar ve kadın çalışmalarından, köylere geri dönüşlere kadar halk ile birlikte çalşımalarını deneyimlerini aktardı.Barış için eğer buna benzer yerel çalışmaların her tarafta yapılması doğrultusunda barışın kazanılabileceğini aktardı.

Son olarak devletin bu konuda ki samimiyetini sorgulayan yaylalı,devletin istediği için değil zorunlu kaldığı için bu sürecin içerisine girmek zorunda kaldığını, devletin bu tavrını barıştan yana dönüştürmek için mutlaka çok fazla çaba sarf etmek zorunda olduklarını söyleyen yaylalı.herkes bulunduğu bölgede barışı yerelleştirecek çalışmaları ve alltan üste bunu geliştirecek çabayı sarf etmeliyiz dedi.O zaman devletin barışa zorunlu kalabileceğini söyledi.

Tekrar sözü alan Zana Aksu İnsan hakları derneği vicdani ret komisyonunun çalışmalarının devam edeceğini aktararak paneli sonlandırdı.

Paneli izleyenler arasına,Siirt belediye başkanı Selim Sadak’ta bulunuyordu.

Yorum bırakın